Nefes ve Şifa Okulu

İlk Nefesi alıp verdiğimiz andan itibaren büyüdüğümüz çevrenin sosyal,ekonomik,örf gelenek, dini ve coğrafi koşullarına göre şekillenmek ve verdiğimiz son nefese kadar bize biçilen sınırlar içinde yaşamak ve buna dini metinlerde “Kader” denilmesi bana her zaman “Hayır yaşam bu kadar basit olmamalı” hissini verdi. Yaşadığımız hayatın bir anlamı ve amacı olmalı.

Bütün planla ilgili sorgulamalarım belki çocukluğumda başlamıştı . Annemle babama bakıp Bu benim Annem mi yada bu benim Babam mı ve bunlarda benim kardeşlerim. Hatırladığım çocukluk yıllarım üzüntüsüyle mutluluğuyla geçerken zihnim hep sorularla meşgul olurdu. Sonra ki gençlik ve yetişkinlik evrelerim de bazen sorgulamalarımı unuttum, bazen peşini bıraktım, bazense yaşadığım tekrara dayalı üzüntülü deneyimlerim ile gündelik yaşamın telaşlarıyla daha çok meşgul oldum. Bilinçsizce An da kalmaya çalışarak bir savunma mekanizması çalıştırırdım. Ve çoğu zaman evrenin işleyişini gözlemler sonucunda ; Tek yaratıcı varsa ve tek yaratıcının nazarında insan eşsiz bir varlık olarak dünyaya geliyorsa bu planda yaratıcının çizdiği yolda yürüyorsak o zaman insanın iradesinden bahis edilemez. Ve Tanrının bir iradesi varsa o halde bu iradesi neye göre kime göre işliyordu.

Yaratıcının iradesi ile belli bir coğrafya ve aileye doğuyorsan yaratıcının bir amacı olması gerekmez mi ? Eğer insan haklarına yüksek önem veren bir ülkeye doğmamışsan yada maddi değerleri yüksek bir aileye doğmuşsan Yaratıcı iradesini neye göre kime göre kullanıyordu?
Bunun gibi milyar senaryo “Kader” diye yazılmıştı insan için. Tek bir yaradan vardı ve bir Kader vardı ama hepsi bu kadar olmamalıydı. Eğer öyleyse “Biz birer oyuncuyuz?” Yaklaşık 25 yıl boyunca felsefe, toplumsal psikoloji, tüm semavi dinlerin özü araştırma, farklı konularda eğitimler, çok değerli hocaların bilimsel söyleşileri, seminerleri , vb. ile sorularıma cevap arayışım beni bu güne getirdi.

Bu benim Kendi çekirdek özümü bulma serüvenimdi. Bu bana ait bir tespit olmuş ve ruhumun çok önemli bir parçası huzur bulmuştu. Bütün insanların çekirdek özleri aynıydı ve kaybetmeleri ve tekrar bulmaları için bu plana doğmuşlardı. Tekamül ederek tekrar çekirdek özlerine kavuşmaları isteniyordu. Aslında Hayatın amacı , Semavi dinlerin amacı , Tüm öğretilerin, İnanç sistemlerinin, Maneviyatın amacı insanı kendi özüyle buluşturmaya yönelikti. Hayatın anlamı ise amacını keşfettikten sonra gelecekti.

Aldığım eğitimler, bu yolda uğradığım ve durup, kendime içselleştirme zamanı tanıdığım istasyonlardı. Bu eğitimlerin ötesinde çok daha fazlasını tecrübe ettiğim; Durugörü üzerine okuduğum sayısız kitap ve mutlaka ezberlenmesi gereken 3 ciltlik “İnsan Enerji Alanı” ansiklopedi bilgisi ile, şifacılık üzerine hayatımda en çok ilham aldığım, bence bu planın en güçlü Durugörü şifacısı Barbara Ann Brennan hocamın önünde sevgi ve şefkatle eğiliyorum. Eminim gittiği planda yükselmiş ruhlara eş ışık dolu yoluna devam ediyordur.